
Makale İçeriği
ToggleSGK Kanser İlacı Listesi 2025: Hangi İlaçlar Karşılanıyor, Hangi Endikasyonlarda?
Kanser tedavisi sadece sağlık açısından değil, ekonomik olarak da oldukça ağır bir yük oluşturabilir. Bu süreçte hastalar için en çok merak edilen konulardan biri, tedavide kullanılan ilaçların SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığıdır. 2025 yılı itibarıyla Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bazı yeni kanser ilaçlarını geri ödeme listesine almış, bazılarını ise yine kapsam dışı bırakmıştır.

SGK’nın Kanser İlaçlarına Yaklaşımı
SGK, geri ödeme kapsamına aldığı ilaçları her yıl yayımladığı Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ve ek listelerle duyurur. Bu listelerde sadece ilaç ismi değil, hangi endikasyonlarda (hastalık türlerinde) kullanılabileceği de belirtilir. Bu nedenle bir ilacın SGK listesinde olması, her hasta için otomatik ödeme yapılacağı anlamına gelmez.
2025 Güncel SGK Kanser İlacı Listesi
SGK’nın geri ödeme listesinde yer alan kanser ilaçlarının isimleri, endikasyonları ve ödeme durumlarını aşağıda tablo halinde bulabilirsiniz.
İlaç & Etken Madde | Karşılanıyor mu? | Yaklaşık Fiyat (₺) | Notlar |
---|---|---|---|
Opdivo (Nivolumab) | ✅ Evet | ≈ 38,053.16₺ | Yaşam hakkı gerekçesi, SGK listesinde yer alıyor |
Tagrisso (Osimertinib) | ✅ Evet | ≈ 187,779.80₺ | 2025 listesine eklendi |
Altuzan (Bevacizumab) | ✅ Evet | ≈ 19,751.78₺ | 2025 listeye dahil |
Herceptin (Trastuzumab) | ✅ Evet | ≈ 9,523.85₺ | SGK listesinde ödeme yapılıyor |
MabThera (Rituximab) | ✅ Evet | ≈ 21,764.25₺ | Listede, SGK kapsamı |
Erbitux (Cetuximab) | ✅ Evet | ≈ 38,227.58₺ | SGK kapsamında |
Enhertu (Trastuzumab deruxtecan) | ✅ Evet | ≈ 33,547.10₺ | Kadcyla yerine güncellendi |
Dava Süreci ve Karar Örnekleri
SGK’nın bazı kanser ilaçlarını karşılamaması ya da sadece belirli endikasyonlarla sınırlı şekilde ödeme yapması, pek çok hasta ve yakını için ciddi mağduriyetlere neden olmaktadır. Bu mağduriyetleri aşmanın en etkili yollarından biri ise hukuki süreci başlatmak ve mahkemeler aracılığıyla tedaviye erişim hakkını savunmaktır. Son yıllarda Türkiye’de bu konuda artan sayıda dava açılmış ve emsal kararlar alınmıştır.
Bu tür davalar genellikle, SGK’nın bir ilacı ödeme kapsamı dışında bırakması durumunda hastanın avukatı aracılığıyla idare mahkemesine başvurmasıyla başlar. İlk aşamada mahkemeden, dava sonuçlanana kadar geçerli olacak bir “ihtiyati tedbir” kararı istenir. İhtiyati tedbir kararı, ilacın aciliyetine ve hastanın yaşam hakkına dayanılarak, SGK’nın dava süresince ilacın bedelini karşılamasını sağlar. Bu sayede hastanın tedavisi gecikmeden devam edebilir.
İhtiyati tedbirin kabul edilmesi için mahkemeler öncelikle üç temel unsuru değerlendirir: birincisi ilacın hayati öneme sahip olması, ikincisi hastanın mevcut durumda ilaca erişemezse geri dönüşü olmayan bir zararla karşılaşacak olması, üçüncüsü ise davacının ciddi ve makul bir haklı nedeninin bulunmasıdır. Bu şartların karşılanması durumunda mahkemeler sıklıkla SGK’yı ödeme yapmaya mecbur bırakmaktadır.
Bu konuda en çok dikkat çeken kararlardan biri, Ankara 8. İş Mahkemesi tarafından 2023 yılında verilen karardır. 2023/176 Esas ve 2023/263 Karar numarasıyla sonuçlanan bu davada, ileri evre akciğer kanseri olan bir hasta için doktoru tarafından önerilen Keytruda (Pembrolizumab) ilacının SGK tarafından karşılanmaması gerekçesiyle dava açılmıştır. Mahkeme, ilacın bilimsel olarak etkinliğinin kanıtlandığını, hastanın hayati risk taşıyan bir durumda olduğunu ve tedaviye erişimin gecikmesinin geri dönülmez sonuçlar doğurabileceğini belirterek, SGK’nın ödeme yapmasına karar vermiştir. Bu karar, aynı durumda olan pek çok hasta için emsal teşkil etmiştir.
Bir diğer önemli karar ise İstanbul 5. İdare Mahkemesi tarafından verilen karardır. Bu dosyada, Opdivo (Nivolumab) ilacı için açılan dava sonucunda, mahkeme hastanın yaşam hakkını esas almış ve SGK’nın ilacı ödeme kapsamına alması gerektiğine hükmetmiştir. Kararda özellikle “anayasada güvence altına alınmış olan yaşam hakkı” ve “devletin sosyal güvenlik yükümlülüğü” vurgulanmış, bu iki ilkenin SGK’nın ekonomik değerlendirmelerinden daha öncelikli olduğu belirtilmiştir.
Bu tür mahkeme kararları, sadece bireysel tedavi süreçlerini değil, aynı zamanda SGK’nın genel politikasını da etkilemektedir. Yüksek yargı organları tarafından verilen bu kararlar, gelecekte benzer durumlarla karşılaşan hastalar için önemli dayanaklar oluşturur. Ayrıca SGK’nın zamanla bu ilaçları ödeme listesine eklemesine de katkıda bulunabilir.
Sonuç olarak, SGK tarafından karşılanmayan veya kısıtlı endikasyonlarla ödeme yapılan kanser ilaçları için hukuki süreç başlatmak, hastaların tedaviye erişim hakkını korumak adına etkili ve meşru bir yoldur. Mahkemeler, bu süreçte hasta lehine verdiği kararlarla yaşam hakkının önceliğini ve sağlık hizmetine eşit erişimin önemini açıkça ortaya koymaktadır. Özellikle ihtiyati tedbir kararıyla dava süresince ilacın temin edilmesi, hastalar açısından büyük bir avantaj sağlamaktadır.

SGK Reddediyorsa Ne Yapmalı?
Bir ilacın SGK’nın geri ödeme listesinde yer almaması, hastanın bu ilaca hiçbir şekilde ulaşamayacağı anlamına gelmez. Türkiye’de hukuk sistemi, vatandaşların yaşam hakkı ve sağlık hizmetlerine erişim hakkını koruma altına alır. Bu çerçevede, kanser gibi ciddi ve hayati öneme sahip hastalıkların tedavisinde kullanılmak istenen ancak SGK tarafından karşılanmayan ilaçlar için hukuki yollara başvurmak mümkündür.
İlk olarak bilinmesi gereken en önemli husus, Anayasa’nın 17. maddesinde yer alan “yaşam hakkı”nın, tüm devlet kurumları için bağlayıcı olduğudur. SGK da bu kapsamda, hastanın hayatta kalabilmesi için gerekli olan bir ilacı sadece liste dışı olduğu gerekçesiyle reddettiğinde, anayasal yükümlülüğünü ihlal etmiş sayılabilir. Bu durumun tespiti ve giderilmesi için idare mahkemeleri devreye girer.
Hastanın doktoru tarafından reçetelenen ve bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış bir ilaç için SGK ödeme yapmayı reddederse, ilk aşama Sosyal Güvenlik Kurumu’na yazılı bir başvuru yapılmasıdır. Bu başvuru, detaylı tıbbi raporlar, ilaç prospektüsü, benzer örnek tedavi protokolleri ve uzman görüşleriyle desteklenmelidir. Eğer SGK bu başvuruya olumsuz yanıt verirse ya da 30 gün içinde herhangi bir yanıt verilmezse, dava süreci başlatılabilir.
Dava süreci genellikle iki ana şekilde yürütülür: biri, idare mahkemesine doğrudan başvurularak SGK’nın ret kararının iptali ve ödeme yapılmasının talep edilmesidir. Diğeri ise daha hızlı bir sonuç almak adına “ihtiyati tedbir” talebiyle birlikte açılan davadır. İhtiyati tedbir, mahkeme sonucunu beklemeden SGK’nın geçici olarak ödeme yapmasını sağlar. Bu sayede hasta, tedavi sürecine zaman kaybetmeden başlayabilir.
İhtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi için belirli şartlar gerekir. Mahkemeye sunulacak belgeler arasında, ilacın hayati önem taşıdığına dair doktor raporları, hastalığın acil müdahale gerektirdiğine ilişkin bilimsel veriler ve SGK’nın bu konuda verdiği olumsuz karar yer almalıdır. Mahkemeler, bu belgeler ışığında hastanın telafisi mümkün olmayan zararlara uğrayabileceğine kanaat getirirse tedbir kararı vererek SGK’nın ödeme yapmasına hükmedebilir.
Bu aşamada bir avukatla çalışmak, hukuki sürecin etkili ve hızlı yürütülmesi açısından oldukça önemlidir. Alanında deneyimli sağlık hukuku avukatları, dava dilekçesinin hazırlanması, delil sunumu ve mahkeme süreci boyunca etkin temsil sağlayarak davanın olumlu sonuçlanma ihtimalini artırır.
SGK’nın itiraz süreci ve dava süresi boyunca hastanın sağlık durumu kötüleşebilir. Bu nedenle hukuki sürecin gecikmeden başlatılması son derece kritik bir adımdır. Uygulamada, tedavi süreci esnasında bile mahkeme kararıyla SGK’nın ödeme yapmasına karar verilmiş çok sayıda örnek bulunmaktadır. Özellikle kanser tedavisinde kullanılan Keytruda, Opdivo, Enhertu ve Tecentriq gibi immünoterapiler için bu tür davalar yaygındır.
Dava Süreci ve Karar Örnekleri
SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçlarıyla ilgili olarak Türkiye’de birçok hasta, yaşam hakkını korumak amacıyla dava açarak önemli sonuçlar elde etmiştir. Özellikle yeni nesil immünoterapiler gibi yüksek maliyetli ilaçlar söz konusu olduğunda, SGK’nın ödeme yapmayı reddetmesi durumunda hukuki yollara başvurmak yaygın bir yöntem haline gelmiştir. Bu süreç, hasta ve yakınları açısından zorlu olsa da, mahkemelerin verdiği emsal kararlar, hastaların ilaca erişimini mümkün kılmaktadır.
Hukuki süreç genellikle SGK’ya yapılan bireysel başvurunun reddedilmesinden sonra başlar. Hasta veya yakını, SGK’nın ödeme yapmadığı kanser ilacı için idare mahkemesine başvurarak, hem ilacın ödenmesini talep eder hem de dava süresince mağduriyet yaşamamak adına “ihtiyati tedbir” talebinde bulunur. Mahkemeler bu kararı değerlendirirken, hastanın yaşam hakkını, hastalığın ilerleyici ve ölümcül niteliğini, ilacın bilimsel etkinliğini ve geri dönüşü olmayan zararın doğma riskini dikkate alır.
Bu noktada dikkat çekici örneklerden biri, Ankara 8. İş Mahkemesi tarafından 2023 yılında verilen karardır. 2023/176 E. ve 2023/263 K. sayılı bu dosyada, ileri evre akciğer kanseri olan bir hasta için doktoru tarafından önerilen Keytruda (pembrolizumab) ilacının SGK tarafından karşılanmaması üzerine dava açılmıştır. Mahkeme, hastanın yaşam hakkını öncelikli olarak değerlendirerek, SGK’nın ilacı ödeme kapsamına almasına karar vermiştir. Gerekçeli kararda, “tedaviye erişimin engellenmesi, hastanın yaşam süresinin kısalmasına neden olabilir” ifadeleri yer almıştır.
Benzer şekilde İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Opdivo (nivolumab) adlı ilacın SGK tarafından ödenmemesi üzerine açılan davada önemli bir karara imza atmıştır. Davada mahkeme, özellikle “yaşam hakkı”, “anayasaya aykırılık” ve “devletin sosyal yükümlülüğü” ilkelerine atıfta bulunarak, SGK’nın Opdivo ilacı için ödeme yapması gerektiğine hükmetmiştir. Bu karar, hem Opdivo kullanan hastalar hem de genel olarak immünoterapi tedavisi gören bireyler için önemli bir emsal niteliğindedir.
Bu kararlar, SGK’nın geri ödeme listesinde olmayan ya da yalnızca kısıtlı endikasyonlarla ödeme yaptığı ilaçlar için hastaların dava yoluyla haklarını arayabileceğini açıkça göstermektedir. Üstelik mahkemeler, bu gibi durumlarda yalnızca sonuca yönelik değil, süreç boyunca hastanın mağduriyet yaşamaması için hızlı kararlar alabilmektedir. İhtiyati tedbir kararı sayesinde, ilacın dava sonuçlanmadan SGK tarafından karşılanması mümkün olabilmektedir.
Bugüne kadar alınan emsal kararlar sadece bireysel düzeyde değil, SGK’nın geri ödeme politikalarını da şekillendirmektedir. Özellikle farklı mahkemelerden peş peşe çıkan benzer kararlar, SGK’yı aynı ilacı genel listeye ekleme yönünde zorlayabilmektedir. Dolayısıyla, hasta ve hasta yakınlarının yasal haklarını bilmesi, hukuki danışmanlık alarak hızlı ve belgeli başvuru yapması büyük önem taşımaktadır.

Sık Sorulan Sorular (FAQ)
Keytruda SGK tarafından karşılanıyor mu?
Hayır, 2025 yılı itibarıyla Keytruda (pembrolizumab) ilacı SGK’nın doğrudan geri ödeme listesinde yer almamaktadır. Ancak bazı durumlarda mahkeme kararıyla SGK’nın bu ilacı ödeme kapsamına alması mümkündür. Örneğin, Ankara 8. İş Mahkemesi 2023/176 E. sayılı davada hastanın yaşam hakkı gözetilerek SGK’nın ilacı karşılamasına hükmedilmiştir. Bu tür durumlarda hastalar, doktor raporu, ilaç endikasyon belgesi ve avukat desteğiyle dava açarak haklarını arayabilirler.
SGK ilaç reddine karşı dava açmak ne kadar sürer?
Genel olarak bir SGK ilaç reddi davası, başvuru yapıldıktan sonra 1 ila 3 ay içinde ilk duruşma yapılacak şekilde takvime alınır. Ancak dava sonuçlanana kadar beklenmesi gerekmeyebilir. Eğer hasta, tedaviye acil olarak başlamalıysa, mahkemeden “ihtiyati tedbir” talep edilir. Bu karar 7 ila 21 gün içinde sonuçlanabilir ve SGK, mahkeme kararıyla ilacı karşılamaya başlamak zorunda kalabilir.
Tecentriq, Enhertu, Opdivo gibi immünoterapiler neden SGK tarafından karşılanmıyor?
Bu ilaçlar, genellikle FDA veya EMA onayı almış ancak Türkiye’de Sağlık Bakanlığı veya SGK tarafından henüz ödeme kapsamına alınmamış ilaçlardır. SGK ilaçları yalnızca belirli endikasyonlarla ve “kanıta dayalı etkinlik” ölçüsüne göre karşılar. Bu nedenle birçok modern ilaç, yurt dışında kullanılıyor olsa da Türkiye’de SGK kapsamına alınmamış olabilir. Bu noktada hasta lehine alınan mahkeme kararları emsal teşkil etmektedir.
SGK tarafından reddedilen ilaca erişemezsem ne olur?
Eğer hasta reddedilen ilacı kendi imkanlarıyla satın alamıyorsa, tedaviye erişimi kesilebilir ve bu durum ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Hukuken bu durum “yaşam hakkının ihlali” olarak değerlendirilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahil olmak üzere birçok üst mahkeme, hastaların yaşamı tehdit eden tedavilere erişimini engelleyen sistemleri hak ihlali olarak değerlendirmiştir.
Bu tür davalar SGK politikasını değiştirir mi?
Evet. Tekil dava sonuçları sadece bireysel fayda sağlamaz, aynı zamanda SGK’nın genel ilaç politikalarının yeniden düzenlenmesine de zemin hazırlar. Yeterli sayıda emsal karar biriktiğinde, SGK bu ilaçları ödeme listesine alma konusunda yasal zorunluluk hissedebilir. Örneğin, daha önce ödeme kapsamı dışında olan bazı onkoloji ilaçları, mahkemelerin üst üste verdiği kararlar sonucunda geri ödeme listesine alınmıştır.